Hepimizin içi kıpırdıyor böyle fotoğrafları görünce. Sosyal medyada birbirimizle paylaşıp duruyoruz. Beğeniyoruz, yorumlar yazıyoruz. Seviyoruz, bu karenin içinde biz olmak istiyoruz. Şuna bak, bir de çenesini öpüyor...
Resimde gördüğünüz küçük hanımın aslında bu ufaklığın beşte biri kilosunda bir köpeği var. Bizimkini görünce sevinçten çıldırdı, sarılası geldi. Ortaya da böyle bir kare çıkınca, bana gerçeği paylaşma fırsatı doğdu. Ön ayakları yerden kesilince dostumun gözlerinin beyazı çıktı, kulakları gerilerek yanlara döndü. Mesafe korumaya çalıştığından vücut gerginleşti, ayaklar alabildiğince arkaya gitti. Ne yazık ki kuyruk yok, bir şey ekleyemeyeceğim. Gerçi durumu izah etmeye diğerleri kafi. Dostum bu anı yaşarken pek güvenli hissetmiyor. Dünyanın en mutlu köpeği beş saniyeliğine o değil. Sarılmak da neyin nesi? diyor.
Bu an sona erdiğinde, dört ayak zeminle buluştuğunda, kısa bir silkelenmeyle kulaklar rahatlık haline, gözler yuvalarına geri döndü. Bir İngiliz Bulldog'a yakışır bir biçimde sevincini bir süre göbek bölgesinden itibaren kıvırtarak gösterdi.
Demek istediğim en azından bir daha böyle bir fotoğrafa denk geldiğinizde dostlarımızın gerçekte bize ne söylediklerini duyabileceksiniz. Neymiş efendim sarılmasak da yaklaşsak olurmuş.