"Aslında biz sahipleri eğitiyor."

Share

Oğlum henüz 3 aylıktı Tuğba ile tanıştığında. Başta eğitim aldırmaya karşı olan sahiplerden biriydim ben de... Sadece bana ait olan ilk dostumdu Hector. Bebekken yaptığı yaramazlıklar hoşuma gider ve onun bu yaramazlıklarını izlemekten, onunla uğraşmaktan zevk alırdım. Tabii o zamanlar bu yaramazlıkların ileride beni zor durumda bırakacağını bilmeden...

Zamanla kalabalık yerlere Hector'la birlikte gidemez oldum. Yolda yürürken "Nereden köpek çıkar, aman kedileri görmesin! Sağda solda mama olmasın, evde tek kalırsa ne olur mobilyaları dişlemesin, terlikleri kemirmesin, çişini kaçırmasın, başka köpeklerle oynarken zarar vermesin, düz yoldan yürüyelim, beni sürüklemesin, çekmesin!.." gibi onlarca korku yaşadım uzun bir süre. Tabii bu süre içerisinde bacağımda sürüklenmelerimden kalan birkaç iz, el parmaklarımda burkulmalar ve belimde 3 yeni fıtık katıldı hayatıma.

Hector'un ilk arkadaşı Godin sayesinde tanıdık Tuğba'yı. Yapmış olduğumuz ilk telefon görüşmesinin 6. dakikasında beni öyle etkiledi ki, sanki Hector aylardır benimle değil onunla gecesini gündüzünü geçirmişti. Ve bir pazar sabahı sonunda bizdeydi. Öncelikle şunu söylemeliyim ki inanılmaz bir elektriği vardır. Ben köpeklerle beyin gücüyle konuşabildiğine inanıyorum. Başka türlüsüne mucize demek gerekir çünkü. 2 hafta boyunca yarım yamalak ve yanlış yöntemlerle öğrettiğim "otur" komutunu yanlış hatırlamıyorsam 3 dakika içerisinde öğretti. Üstelik "Hectorr oturrr, otur Hector, heeyy Hector kime diyorum ben?? Evet otur, hayır kalkma otur!" diye bağırınmadan oğlum tek bir el hareketi ile oturmayı öğrenmişti bile! Benim için inanılır gibi değildi. Hayatında ilk defa gördüğü bir insan ben haftalarca uğraşmışken 3 dakikada halletmişti.

Sonra "Yat, dokun, pati, bekle, yanımda, bamm (bayılma numarası), nerede ve bir çok şey daha. Duyunca ya da anlatınca basitmiş gibi gelebilir size ama bunların köpeğinizin üzerindeki etkisi o kadar çok ki. Çünkü çalışıyorlar, bunları yaparken düşünüyorlar, öğreniyor, günlük hayatta en basiti fırına gireceğiniz zaman oturmasını söyleyip bekle dediğinizde içeride kafanız rahat alışverişinizi yapamıyorsunuz. Aksini düşünsenize, "Acaba evde hangi ayakkabımı parçaladı? Acaba havlayarak komşuları uyandırdı mı?" diye tedirgin olmuyorsunuz.

Tuğba, dostlarınızdan daha çok aslında biz sahipleri eğitiyor. Hem de öyle güzel başarıyor ki bu işi, bir ay sonra köpeğinizin sizden ne istediğini ve en harikası da sizin ondan ne istediğinizi anlayabiliyorsunuz.

Hector hiç doymayan, ömrünün tamamını yemek yiyerek geçirebilecek bir kapasiteye sahip bir köpektir. Hatta öyle ki, ilk öğrendiği kelime "Mama"dır. Eskiden yanımıza gelmesini istediğimizde "Mama" diyorduk, çünkü aksi halde yanımıza gelmesi mümkün değildi. Şimdi "Dokun." veya "Yanıma." dememiz yetiyor. Tuğba size köpeklerinizin sizin hayatınıza uyum sağlayabileceği bilgiler sunuyor. Sizi eğitiyor, köpeğiniz düşünmeyi öğreniyor. Ve sonrasında rahatlıkla her yere birlikte gidebiliyorsunuz ve toplum içerisinde ilgisi dağılmadan sizi dinliyor. En güzeli; yememesi gereken birşey, dokunmaması gereken bir eşya, girmemesi gereken bir oda, çıkılmaması gereken bir koltuğunuz veya yatağınız var ve "ıı-ııh' demeniz yeterli oluyor. Elektriğinden mi, havasından mı, suyundan mı bilmem ama ultra heyecanlı olan Hector birkaç gününü Tuğba'yla geçirdikten sonra normalden çok daha uyumlu, çok daha sakin, daha mutlu dönüyor evine.

Hector şimdi iki yaşında. Tuğba yaklaşık bir buçuk yıldır bizim hayatımızda ve ben bugün köpeğim için "İyi ki!" diyebiliyorsam, anneme Hector'un varlığını kabullendirebilmişsem, "Evde köpek bakılmaz!" diyenlere karşı "Evde de köpek bakılır, hem de pek güzel bakılır!" diye karşı durabiliyorsam, köpeğim kedileri, çocukları tüm canlıları çok sevebiliyor ve hiç bir şekilde zarar vermiyorsa ve ben bunu başarı olarak görüyorsam, bu başarının temelinin mimarı Tuğba Dursun'dur.

Tuğba bizim için şanstı. Şu an bu yazıyı okuyorsanız muhtemelen Tuğba'yı tanıyor veya tanışmak üzeresinizdir. Tanışmak üzereyseniz veya kararsızsanız ya da şu an bu sayfayı kapatacaksanız bunu yapmadan önce 5 dakikanızı ayırın. Eminim çok iyi anlayacaksınız ve umarım sayısını bilemediğim kadar köpek ve sahibin hayatında şans olduğu gibi sizin de hayatınıza girer. Dostunuza ve size neyi, nasıl, nerede yapmanız gerektiğini eğlenerek, eğlendirerek anlatır, öğretir ve sizin de şansınız olur, siz de "İyi ki!" dersiniz.

Ceyla İşmen